Bu gece muhabbet açıldı bir dosta rind kelimesinden bahsettim ama iyi anlatamadım, eve gelince içime uhte oldu. Okudum, baktım, yazdım...
DÎVÂN ŞİİRİNDE RİND
Gülay DURMAZ
Rind, dış dünyadan kopuk, toplumun baskısından kaçan, kendi
yarattığı dünyada aşk sarhoşu olarak yaşamayı tercih eden biridir. Dar
görüşlü, şahsi çıkarları için ibadet eden riyakâr zahidle hiçbir zaman
anlaşamayan rind, zahidle sürekli bir mücadele halindedir. Kimsenin
kınamasına aldırmadan riyasız ve yalansız yaşamaya çalışır. Dîvân şairi
kendini rind olarak görür. Gerçek olsun ya da olmasın şiirlerinde toplum
kurallarını ve dinin yasaklarını, zahidin öğüdünü aşarak içkinin verdiği keyfi
doyasıya yaşamayı tercih etmiştir. Bu dünyadaki cenneti yaşamak isteyen
rind, sevgiliden ve aşktan vazgeçmez.
Rind is a person who prefers living excluded from the world by
escaping from the pressure of the society but living as a lover in the world he
created. Rind is always in a struggle and never gets on well with Zahid, who
is a narrow-minded person worshipping only for his personal interests. He
tries to live sincerely and honestly without caring about the condemnation of
the others. The poet of the Divan poetry sees himself as a rind. In his poetry,
whether true or not, he is a person who prefers to enjoy the drink without
caring the rules of the society, prohibitions of the religion and the advice of
the zahid. Rind who wants to live the paradise in this world, never gives up
the lover and the love.
SOURCE : Gülay DURMAZ Divan Şiirinde Rind
Bâde gam verir bize biz âşık-ı dîvâneyiz
Bâde gam verir bize biz âşık-ı dîvâneyiz
Gelmeden bu bezme câm-ı aşk ile mestâneyiz
Çekmeziz renc-i humârı ömrümüzde gerçi biz
Gam değil mahmûr olursak sâkî-i meyhâneyiz
Âşık-ı yek-reng ü rindân-güşâde-meşrebiz
Bezm-i hâs-ı vahdete hem bâde hem peymâneyiz
Hem gülüz hem bülbülüz germiyyet-i aşk ile biz
Dâğ-ı derde şu'le vü şem'-i gama pervâneyiz
Rind-i aşkız hâsılı Nef'î-i bî-pervâ gibi
Âşinâya âşinâ bîgâneye bîgâneyiz
Ey dil hele âlemde bir âdem yoğ imiş
Ey dil hele âlemde bir âdem yoğ imiş
Vâr ise de ehl-i dile mahrem yoğ imiş
Gam çekme hakîkatde eğer ârif isen
Farz eyle ki el'ân yine âlem yoğ imiş
Tûtî-i mu'cize-gûyem ne desem lâf değil
Tûtî-i mu'cize-gûyem ne desem lâf değil
Çarh ile söyleşemem âyînesi sâf değil
Ehl-i dildir diyemem sînesi sâf olmayana
Ehl-i dil birbirini bilmemek insâf değil
Yine endîşe bilir kadr-i dür-i güftârım
Rûzigâr ise denî dehr ise sarrâf değil
Girdi miftâh-ı der-i genc-i ma'ânî elime
Âleme bez-i güher eylesem itlâf değil
Levh-i mahfûz-ı suhandir dil-i pâk-i Nef'î
Tab'-ı yârân gibi dükkânçe-i sahhâf değil
Çarh ile söyleşemem âyînesi sâf değil
Ehl-i dildir diyemem sînesi sâf olmayana
Ehl-i dil birbirini bilmemek insâf değil
Yine endîşe bilir kadr-i dür-i güftârım
Rûzigâr ise denî dehr ise sarrâf değil
Girdi miftâh-ı der-i genc-i ma'ânî elime
Âleme bez-i güher eylesem itlâf değil
Levh-i mahfûz-ı suhandir dil-i pâk-i Nef'î
Tab'-ı yârân gibi dükkânçe-i sahhâf değil